17 Nisan 2015 Cuma

Tavuk Eti İle İlgili Kafamızdaki Sorular ve Cevapları

Tavuk eti yiyor musunuz? Ben son zamanlarda oldukça azaltmıştım, daha önceleri neredeyse haftada 3 kere tavuk yemeğii yapıyorsam, bu sayı yakın zamanda ayda 2'ye düşmüştü diyebilirim. Nedeni malum, tavuk etine dair kafamızda oluşan sorular. .. Tavuklara büyüme hormonu veriliyor mu? Piliçler nasıl 40 günde kesime hazır hale getiriliyor? Tavuklarda antibiyotik kullanımı gerçek mi? Tavuk kesimleri İslami usüllere uygun yapılıyor mu? Kesimhanelerde hijyene önem veriliyor mu? İşlenmiş ürünlerde katkı maddesi var mı? Tavuk eti özellikle çocuklarda erken gelişime neden oluyor mu? Vee bunun gibi onlarca soru yüzünden korka korka, kafamızda "acaba?" soruları, sırtımızda "çocuklarımıza ne yedirsek?" vebalinin ağırlığı ile tavuk etinden ciddi manada uzaklaşmıştım.

Sonra bir gezi daveti aldım BESD-BİR (Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği Derneği) den, beyaz et ve özellikle tavuk konusunda, bizleri akademisyenler ve uzmanlar eşliğinde bilgilendirmek, Avrupa Birliği Standartları'ndaki tesislerinde üretimi yerinde göstermek üzere Bursa ve Bandırma'ya davet ediyorlardı. Daveti büyük bir memnuniyetle kabul ettim, çünkü tavuk eti ile ilgili kafamdaki soruları hem birinci elden uzmanlara sorabilecek, hem de üretim ve kesim aşamalarını tesislerde kendi gözlerimle görebilecektim.


Bahara yüz tutmuş bir Cumartesi günü başlayan gezimiz Bursa'da hem tanışma, hem soru-cevap şeklinde geçen kısa bir sunum ile start aldı. BESD-BİR Yönetim Kurulu yesi Ömer Görener'e bilgilendirme sunumu sırasında epey bir soru sorma fırsatımız oldu. Sonrasında Banvit Tesisleri'ni gezerken de gözlemlerimiz ve sorularımız ile tavuk eti konusu kafamda şekillendi diyebilirim. Cevaplar ve gözlemlerim doğrultusunda kısa bir özet geçmek istiyorum;

Tavuklara hormon veriliyor mu? Tüm akademisyenlerin bir ağızdan söylediği şey kesinlikle tavuklara hormon verilmediği. Türkiye'de hormon kullanımı kesinlikle yasak, ne yemlerine karıştırmak, ne de aşı yolu ile hormon vermek söz konusu değil. Devlet de kontrollerini ve denetimlerini sıkı bir şekilde yapıyor. Dolayısı ile bu hormonlar nedeni ile çocuklarda erken gelişim gibi bir problem de söz konusu değil.

O halde tavuklar bu kadar kısa zamanda nasıl kesime hazır hale geliyorlar? 2 tip tavuk mevcut; et tavuğu ve yumurta tavuğu. Yumurta tavuğu, adı üzerinde yumurta üretimi için yetiştirilen ve yaşlandıklarında (yaklaşık 2 yıl) kesilen tavuk tipi. Yaşlı olduklarından kesildiklerinde etleri sert ve geç pişen bu tavuk tipi, çoğunlukla köy tavuğu veya organik tavuk adı altında satılabiliyor, aman dikkat!

Et tavuğu ise 3 farklı yöntemle üretilebiliyor. En yaygın olanı ve çoğunlukla evlerimize giren Broyler Üretimi; Hızlı gelişen melez piliç ırkları 40-42 günlük sürede 2,5-3 kilo ağırlığa ulaşırlar ve bu süre sonunda kesilirler. Bu tavukların etleri daha piliçken kesildiğinden oldukça taze ve yumuşaktır, bu yüzden de çok çabuk pişerler.

Serbest Gezinmeli (Free Range) Üretim; Kapalı bir kümes ve önünde kümesin en az 2 katı büyüklüğünde, üzeri ve yanları yabani kuş grişini engelleyici biçimd kapatılmışbir kümes içerisinde, daha yavaş gelişen tavukların beslenmesidir. Kesim yaşı 60-80 gün aralığındadır. Maliyet fazla olduğundan, satış fiyatı da fazla olacaktır.

Organik Üretim; Serbest Gezinmeli Üretimin gerektirdiği tüm fiziki şartlara sahip, metrekareye 10 adetten daha az tavuğun düştüğü, organik sertifikalı yemlerle beslenen, hayvan refahına azami özen gösterilen üretim şeklidir ve piyasa şartlarına göre oldukça fiyatlıdır.

Tavuklara antibiyotik veriliyor mu? Ülkemizde antibiyortik kullanımı Avrupa Birliği Yönetmeliği'ne göre uygulanıyor. Tavuklara antibiyotik veriliyor, evet, ancak sadece tavuk hastalandığında iyileşebilmesi için, onun haricinde büyümesi amaçlı bir antibiyortik verilmesi yasak. Antibiyotik verildiği sırada tavuğun ve kümesteki diğer hayvanların refahı için ayrı bir yere alınıyor. İlacın kullanımından sonra da, antibiyotiğin tavuğun vücudundan çıkma süresi olan 6-8 gün süresinse tavuk kesilmiyor. Yani antibiyotikli tavuk yemiyoruz.


Tavuk yemlerinde GDO var mı? GDO (Genetiği Değiştirilmiş Organizma) bitki veya hayvanlara dışarıdan müdahale ile kendisinde olmayan özellikleri genetik olarak vermek sonucunda üretilen canlıların genel adıdır. Tavuk yemleri protein olarak oldukça zengin olan soya ve mısır küspesinden oluşuyor. Tüm dünyada, özellikle Amerika'da, böcek zararlarının minimum düzeye olması, daha lezzetli ve daha çabuk büyümesi için bu bitkilerde GDO çok yaygın. Türkiye'de ise GDO yasak, akademisyenlerin üzerine basa basa söylediği de Türkiye'de GDO kesinlikle yok. Yurtdışından ithal edilen tüm yemlerde de GDO'suz belgesi isteniyor, kontrollerde en ufak bir GDO kalıntısına rastlansa bile ithaline izin verilmiyor.

Kesimhanelerde hijyene yeterli önem veriliyor mu? Gezimizin bir bölümünün de Banvit Tesisleri'nde gerçekleştiğini yazmıştım. Bizzat şahit oldum ki hijyen koşullarına kesinlikle uyuluyor. Tavuk kesildikten sonra paketlenip fabrikadan çıkana kadar her şey el değmeden, bant sistemi üzerinde gerçekleşiyor. Fabrika içerisinde dolaşırken, bölümden bölüme geçerken dahi sürekli dezenfekte işlemi yapılmakta, önlüksüz, maskesiz, bonesiz, çizmesiz dolaşmak söz konusu değil. Her iki vardiyadan sonra bir vardiya temizliğe ayrılıyor, içiniz çok rahat olsun.


Tavuk kesimleri İslami usüllere uygun yapılıyor mu? Gezi sırasında kesimhaneyi de dolaştık, ancak tavukların kesildiği yere ben girmedim, içim kaldırmıyor böyle şeyleri çünkü. Ancak giren, dolaşan arkadaşlar var. Onların anlattıklarına göre hayvanların her biri elle kesiliyor, o konuda fabrikasyon bir sistem söz konusu değil. Kesimden önce hayvan huzursuz olmasın diye, 5-6 saniye süresince sersemleyecek şekilde düşük voltajda elektrik verildiği, bu süre zarfında kesimin gerçekleştiği söylendi. Kesimden sonra da kanın tamamı akıtıldıktan sonra işleme alınıyor.

İşlenmiş ürünlerde katkı maddesi var mı? İşlenmiş, yani pişmiş ve sadece tekrar ısıtılarak yenecek ürünler, içine artan her türlü tavuk parçası konularak yapılır diye bir yargı var toplumda, özellikle salam ve sosislerde. Fabrikada nugget ve benzeri ürünlerin yapımında tavuk göğüs ve kalça etinin kıyma haline getirilerek ve baharatlarla karıştırılarak hazırlandığını bizzat gördük. Tüyler, kemikler, istenmeyen iç organlar ve ayaklar kesinlikle ayrılıyor, bunların kullanımı kesinlikle yasak. Ayaklar orada yenildiği için Uzak Doğu'ya, diğer bölümleri ise köpek maması için fabrikalara gidiyor. 2. kalite ürünlerde (ki bunları düşük fiyatı ile hemen ayırt edebilirsiniz) kullanılan tavuk kısımları biraz daha farklı olabiliyor. Aroma vermek için normalde bizim kullandığımız baharatlar kullanılıyor. Ürünün raf ömrünü uzatmak için bazı katkı maddeleri kullanılabiliyor, ancak bunlar da devletin izni dahilinde, dünya standartlarında, insana zarar vermediği ispatlanmış katkı maddeleri ile.


Gezi sonrasında benim düşüncelerimi merak ediyorsanız eğer; bundan sonra tavuk etine kaldığım yerden devam edeceğim. Ancak yine de hazır ürünleri minimum seviyede tutacağım, bir de kesinlikle ve kesinlikle ucuz olan ürünü tercih etmeyeceğim. Sadece beyaz et sektörü değil, tüm gıda ile ilgili sektörlerden doğal haline en yakın, en az katkılı, en az değişime uğramış besinler istiyoruz, kendimiz ve asıl önemlisi geleceği bırakacağımız çocuklarımız için...
Bu gezi ile yalnış bildiğimiz doğruları görmemizi sağlayan, bitmek tükenmek bilmeyen sorularımızı yanıtlayan, Yeşil Bursa'yı gezdiren, yine yeniden sevdiren, bizleri çok iyi bir şekilde ağırlayan, el üstünde tutan Desibel PR'ye, BESD-BİR Derneğine, Banvit'e ve özellikle Ömer Görener'e çok teşekkürler...

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...