30 Haziran 2008 Pazartesi

Gönen'deydim!

Evet, geçtiğimiz hafta Balıkkesir'e bağlı Gönen'deydim. İstediğimiz zaman dilimi içerisinde Antalya'da hiçbir otelde yer bulamayınca (bir hafta öncesinden yer aramaya başladığımı zannetmeyin, 1,5 ay öncesinden rezervasyon yaptırmak istedim olmadı, malesef), her sene eylül ayında gittiğim Gönen'e haziran ayında gitmek nasip oldu bu kez. Eylül ayına göre epey boştu, neden olduğunu o gece anladık. Gönen sivrisinekler tarafından işgal edilmiş arkadaşlar, herkes kapısını-bacasını kapatıp, alınlarından ter akarak içeride oturuyor. Bu ay çeltik tarlalarının sulanma zamanıymış, bir de sivrilerin en çok karınlarını doyurdukları ay :)

Aslında sivrileri saymazsak Gönen çok güzel bir kasaba, çoğu yerde "Yeşil Gönen" olarak anılıyor. Bir ismi daha var ama yazsam mı ki; "Yaşlılar Cenneti". Yöre halkından ziyade şifa aramaya gelen birçok yaşlı var, çünkü Gönen kaplıcalar cenneti. Yolda bir sağa bir sola sallana sallana, belini bacağını tutarak yürüyen o kadar çok kişi var ki. Aaa olur mu, hiç dalga geçer miyim, ben de onlardan biriyim çünkü :)

Yerin 500 m. altından 88 derece sıcaklığında çıkan şifalı suyu florür ve kükürt ihtiva ediyor ve özellikle kemik ve romatizmal hastalıkları iyileştirici etkisi var. Gönen'in en büyük geçim kaynağı kaplıcaları diyebilirim.

İlçenin göbeğindeki büyük park alanı çınar, dişbudak, çam ağaçları ve Osmanlı çimi ile Belgrad Ormanı görünümünde. Zaten serinlemek isteyen de buraya koşuyor. İçerisinde miskin ördeklerin bulunduğu basit bir havuz çevresindeki çay bahçesi halkın gözdesi. 500 kişi kapasiteli büyük çay bahçesinde kimi zaman oturulacak yer bulunamıyor.

Tek eğlence bu mu diyeceksiniz, ama nedendir bilmiyorum ben Gönen'de hiç sıkılmıyorum. Hatta bazen işlerden bunaldığımda "Ah şimdi Gönen'de olsam da, şöyle kaplıcanın sıcak suyuna girsem, mayışmış bir vaziyette uykuya dalsam." diye içimden geçirdiğim çok olmuştur.

Fotoğraftaki içeceğin adı "Arjantin", vişne suyunun içerisine vanilyalı dondurma ilavesi ile hazırlanıyor. Kimin aklına gelmiş, isim ne alaka bilemiyorum ama bizim favori içeceğimiz. İkinci sırada günde 3-4 kere bile içebileceğim Türk Kahvesi geliyor.


Kaplıcalardan başlayıp merkeze kadar uzanan caddesi aynı zamanda alışveriş, buluşma ve piyasa caddesi. Özellikle akşamları bir aşağı-bir yukarı gezinen insanlarla dolup taşıyor. Çok değerli yazarlarımızdan biri olan Ömer Seyfettin Gönenli. Pek çok yerde "Ben Gönen'de doğdum. -Ömer Seyfettin" cümlesini görebilirsiniz.

Gerçek şu ki, bazı yerlerin çok meşhur olan bir şeyi vardır, arkadaşlardan bazılarının gittiğini duyunca ondan ısmarlarsın. Ancak Gönen'in meşhur olan o kadar çok şeyi var ki, küçük bir kasaba için müthiş bir özellik bu. Kadınların süs amaçlı yaptıkları el emeği harika iğne oyaları, artık ev geçindirme aracı olmuş. Her salı kurulan pazarda, çevre köylerden, hatta Çanakkale'den bile kadınlar gelerek kendi yaptıkları iğne oyası ve dantellerini satıyorlar. İçlerinde öylesine ince işi olanlar var ki, sabrın ve göz zevkinin son mertebesini sınıyorlarmış gibi geliyor bana.


Durun daha bitmedi, yazmaktan yoruldum, ama anlatacaklar daha bitmedi. Zeytin, zeytinyağı, sabun, nohut, pirinç ve peynir de ısmarlayabilecekleriniz arasında geliyor. Gönen baldo olarak ünlenmiş pirinç çok bol. Hele ki peynir; isterseniz kızartabileceğiniz veya fırınlayabileceğiniz buraya has kelle peyniri, sepetlere basılarak hoş şekillerde çıkan sepet peyniri, örgü peyniri ve tuzsuz lor peyniri tam da peynir hastası bana göre. Peyirden yapılan tatlılar da çok güzel, bunlardan en meşhuru höşmerim. Ayrıca şerbetli yapılan peynir tatlısı ve fırınlanmış peynir helvası da yemeden geçilmemeli bence.

Pazarda en hoşuma giden kısım köylü pazarı. Herkes kendi bahçesinden, bağından topladıklarını yaptıklarını getirip satıyor. İneğinden sağıp getirdiği sütü ve yapıp getirdiği ekmeği hala sıcak olan vardı. Ah kokulu fotoğraflar olsaydı keşke, şimdi etrafınız nasıl nane ve reyhan kokardı :)






Ayrıca gezmek için Çanakkale'ye de gidebilirsiniz, yol yaklaşık 1,5-2 saat sürüyor. "Deniz yok ama!" diye burun bükerseniz 30-45 dakika mesafede Erdek var, oranın harika denizine girebilirsiniz. 30 dakika mesafeli dağ ılıcaları da ayrı güzel. Sayılamayacak özelliği olan bu harika yere mutlaka uğrayın bence.
Gönen'e gidersen;

- Kaplıcaya girmeden
- İğne oyası almadan
- Peynir-zeytin ve tatlısını tatmadan gelmeyin...

4 yorum:

aslı'nın mutfağı dedi ki...

Neval'cim mesajını görünce çok mutlu oldum, hemen koşup geldim.. Ne güzel bol bol fotoğraflamışsın bu yeşil kenti.. Arjantin'i çok merak ettim, peynirlerde de aklım kaldı.. Ben de çok severim peyniri.. Köy pazarına gidilmez mi, dediğin gibi keşke kokulu olsaydı fotoğraflar :) Devamını bekliyoruz! Öperim..

Jasminskager dedi ki...

CANIM BENDE 10 SENE EVVEL GITMISTIM GONENE COK GUZEL GERCEKTEN PAYLASIMIN ICIN TESEKKURLER.

aslı'nın mutfağı dedi ki...

Canım kandilin mübarek olsun..

zarpandit dedi ki...

hayırlı kandiller..(regaib)
bu kandili anlayıp yasamak dualarla gecirmek nasip etsin rabbim inşallah:)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...