29 Aralık 2011 Perşembe

Ev Yapımı Truffle Çikolata


Bir truffle yapmak bu kadar zor muymuş demeyin, muhakkak deneyin. Aslında tarifin yazması uzun, yapımı pek kısa, üstelik dışarıdan aldıklarınızın bire-bir aynısı olacak bana inanın. Güzel günlerde, ağız tadı ile yiyin efendim :))

Malzemeler:

- 300 gr. bitter çikolata
- 250 gr. fildişi çikolata
- 1 su bardağı hindistan cevizi
- 200 gr. süt kreması
- üzeri için ayrıca hindistan cevizi ve kakao
 
Yapılışı: Kuvertür çikolata bıçak ile kesilerek mümkün olduğunca küçük parçalara ayrılır. İlk olarak fildişi çikolata ayrı olarak metal bir kap içerisine konulur. Metal kabın üzerine oturacağı, ancak dibinin değmeyeceği başka bir tencere içerisine 1 parmak kalınlığında olacak şekilde su konularak kaynatılır. Tahta bir kaşık ile sürekli karıştırılarak su buharında fildişi çikolata eritilir. (Burada dikkat edilmesi gereken püf noktası, alttaki su kaynadığı anda ocağın altını kapatmak, yoksa çikolata yanabilir.) Tüm çikolata pürüzsüz bir şekilde eridikten sonra içerisine hindistan cevizi ve 100 gr. krema ilave edilerek karıştırılır. Dolapta 15 dakika kadar bekletilip hafifçe soğutulur. Soğuyunca mikser ile 20 saniye kadar çırpılararak tekrar dolaba konulur. Elle şekil verilebilecek kadar soğutulduktan sonra fındıktan biraz daha büyük parçalar alınarak elde yuvarlanır ve hindistan cevizine bulanarak şekil verilir. Aynı işlem bitter çikolatalı truffle için de yapılır, sonunda kakaoya bulanarak şekil verilir.

27 Aralık 2011 Salı

Soğuk Bir Gün, Sıcak Bir Kahvaltı :)

Annemle babamı kahvaltıya getiremiyorum ben :) "Aman kızım biz öyle çok şey yiyemiyoruz", "Sen şimdi uğraşırsın, uyu-dinlen", "Sabah sabah misafir olmaz, siz kahvaltınızı kendinize göre yiyin", kahvaltıya davet ettiğimde aldığım cevaplar bunlar oluyor genelde. Defalarca telefon ederek aldığım "Tamam ama fazla birşey yapmanı istemiyoruz" sözünden sonra ortaya çıkan sofra işte bu, ah anneciğim insanın sevdiği için birşey hazırlarken yorulması mümkün mü :)

- Peynir tabağı; cevizli Erzincan tulum, Kars çeçil, Ezine koyun, Gönen sepet peyniri

- Simit üzerine sürülebilir beyaz peynirli ve çemenli kanapeler

- Biberli-Salçalı Lor Kavurması
 
- Çöpşişte sosisli milföy (kızlar ba-yıl-dı :)
- Tarçınlı kurabiye

23 Aralık 2011 Cuma

Sıcacık Bir Buluşma Mekanı: B&N

Geçen hafta, gerçekleşen pek çok etkinlikle oldukça hareketli geçti, hatta evde oturmayı özlemeye başladığımı itiraf ediyorum :) Etkinliklerinden birinde bazı can sıkıcı olayların gerçekleşmesi ile kalbim buz kesse de, negatif enerjinin bir kısmını Sevgili Tümay'ın sarı şeker, toz pembesi, tatlı kızı Simay'ın doğumgünü partisinde, son kalan kırıntıları da Şef Hüseyin Kurt'un yeni açtığı sımsıcacık mekanı B&N'daki brunch davetinde attık gitti. Umalım ki hep gerçek dostlar arasında, göstermelik olmayan samimiyetlerde ve mekanlarda buluşalım.

Şef Hüseyin Kurt ve ortağı Yıldız Tunçay Hanım'ın birlikte açtıkları B&N (Burger ve Noodle) içeri girer girmez sizi evinde hissettirecek çok sıcak bir mekan olmuş, böylesi bir yeri hayal etmemiştim inanın :) Açık mutfağı ile pişen her şeyi gözlerinizle gördüğünüz mekan, ahşabın sıcaklığı ve yılbaşı konseptine uygun kırmızının baskın olduğu süslemeleri ile gönlünüzü fethedecek :)
Tabii mekanın güzel olması bir yere kadar değil mi, yedikleriniz, hatta sunum da bir o kadar önemli benim için. İşte o konuda da ben B&N'ye tam not veriyorum. Tamamen el yapımı meyve kokteyleri, reçeller, börekler, çıtır çıtır tazecik yeşillikler, meyveler, göz dolduran şık kahvaltı sunumları ve daha bir çoğu B&N'de. Yoğunluktan bunaldığınızda, gözüm şöyle güzel birşeyler görsün, karnım da doysun diyorsanız Ataköy Marina'da İDO'nun hemen yanında B&N'ye uğrayın bence :) Misafirperverliği ile bizleri evilerinde ağırlanmış gibi hissettiren Sevgili Hüseyin Kurt ve Yıldız Tunçay'a ve bizleri bu mekanla tanıştıran Sevgili Yasemin'e teşekkürler...

20 Aralık 2011 Salı

Balkabağı Çorbası


Daha önce duyduğum, ancak denemeye bir türlü fırsat bulamadığım balkabağı çorbasını nihayet MSA' da Pril ile Yılbaşı Lezzetleri Etkinliği'nde yaptık. Benim gibi ilk defa deneyen başka arkadaşlarım da vardı ve beğenmeyenini görmedim. Yabancı sitelerde içerisine hindistan cevizi atılarak, daha tatlımsı bir lezzetle yapılanını gördüm, ancak o şekilde yapacağımı pek düşünmüyorum :)
 
Malzemeler:

- 200 gr. temizlenmiş balkabağı
- 1 su bardağı tavuk suyu
- 70 ml. süt kreması (küçük kutuların yaklaşık 1/3'ü)
- 1 yemek kaşığı tereyağı
- 10 gr. balzamik sirke
- tuz, karabiber

Çorba Üzerine Sunum İçin:
- 50 gr. balkabağı (çok minik doğranmış olarak)
- 1 adet arpacık soğan
- 1 yemek kaşığı tereyağı
- 2 yemek kaşığı zeytinyağı
- 2 dal frenk soğanı
- 50 gr. mantar
- tuz, karabiber

Yapılışı: Balkabağı küpler halinde kesilerek tavuk suyunun içerisinde haşlanır. Balkabakları yumuşamaya başladığında el blenderi ile püre haline getirilir. İçerisine krema, tuz, karabiber ve balzamik sirke de ilave edilerek bir taşım kaynatılır. Ayrı bir tavaya minik küpler kalinde doğranmış balkabakları zeytinyağı ve tereyağı ile birlikte sotelenir. Soğan ve mantarlar da ilave edildikten sonra 6-7 dakika daha kavrulur ve ocağın altı kapatılır. Çorba servis kaselerine edilerek sotelenmiş malzemeler ve ince doğranmış frenk soğanları üzerine paylaştırılır. Afiyetle yenilerek "hımmm! nasıl lezzetli olmuş bu çorba böyle!" sözleri memnuniyetle kabul edilir :)

19 Aralık 2011 Pazartesi

Blogumun 4. Yılı

Hani bazı miladi anlar vardır ya, insana sonrasında dünyam değişti dedirten! Benim için de bu miladi an bu blogu açmamdır. Bir blog açtım dünyam değişti diye boşuna söylemiyorum inanın, benim için hobi olayı çoktan geride kalmış durumda. "Limonlu Kek"; yeni fotoğraf yüklediğim zaman üstümden yükün kalktığı, yoğunluktan biraz ara verdiğimde ciddi ciddi özlediğim, zaman zaman eski yayınladıklarımı açıp tekrar tekrar okuduğum, çocuğundan bahsetmekten hoşlanan anneler gibi blogumla ilgili konuşmaktan çok zevk aldığım 3. kızım gibi oldu benim için. Tabii "Limonlu Kek"i bu kadar sevdiren, siz; sevgili blog arkadaşlarından öteye geçmiş artık herşeyimizi paylaştığımız sevgili dostlarım, siz; sessiz sedasız beni takip eden, ancak uzun zaman yazmazsam "nasılsınız, sizi merak ettim" diye soran sevgili arkadaşlarım, siz; "tarifinizi uyguladım, çok güzel oldu, paylaşımınız için teşekkürler" deyip beni nasıl mutlu ettiğinizi bilmediğiniz nazik insanlar ve siz; blog hikayemde sürekli beni destekleyen yakın çevrem, sizlere sonsuz teşekkür ediyorum. Sizler olmasaydınız "Limonlu Kek" de olmazdı inanın :)

14 Aralık 2011 Çarşamba

Pril ile Mutfaklar da Gününüz de Pırıl Pırıl :)

Geçen hafta Capitol Ogilvy P.R.'den Sevgili Duygu'nun daveti ile MSA'da Henkel tarafından düzenlenen Pril Etkinliğine katıldım. Şefimiz Hakan Şen eşliğinde hep beraber harika bir yılbaşı menüsü hazırladık, yemeğimizi afiyetle yedik, sonrasında Pril ile bulaşıklarımızı yıkadık , haa bu arada sohbetlerin en koyusunu ve gülmenin de ışıltılısını gerçekleştirmeyi ihmal etmedik :)
 

Çıkarttığımız bulaşıkları "Pril 3'lü Güç" ile yıkadık. Yeni Pril 3’lü Güç, özel formülü ile sadece zorlu yağ lekelerini çıkarmakla kalmıyor, bulaşıklarda kalan kötü kokulara etki ediyor, tencere, tava ve tabakların ilk günkü parlaklığını korumasını sağlıyor.
Orada deneme imkanı bulamadığımız eve gelince denediğim ve çok memnun kaldığım; yeni Pril Jel, bir yeniliğe imza atıyor. Pril ailesine yeni eklenen Pril Jel pratik şişesi ile kullanım kolaylığının yanı sıra, güçlü formülü ile etkili ve kalıntısız bir temizlik sağlıyor. Pril Jel sıvı yapısı sayesinde çabuk çözünüyor ve kısa programlarda bile üstün performans sağlıyor. Yeni Pril Jel’in “Reguler” ve “Sirke Parlaklığı” çeşitleri bulunuyor.
 
- Menünün ilk yemeği tabii ki çorba idi; Benim ilk defa denediğim ve çok beğendiğim balkabağı çorbası.
 
- Ispanaklı&mantarlı hindi sarma ve kestaneli risotto yine yılbaşı konseptli menümüzün ağır topları idi.

- Son olarak da naneli panna cotta
Değerli daveti ile Sevgili Duygu Hanım’a, Henkel Marka Müdürü Sintia Kaneti, Bechan Sayiner, Gözde Benet ve Kurumsal İletişim Müdürü Hande Ardane’ye, başta Şef Hakan Şen olmak üzere bizlere yardımcı olan MSA çalışanlarına çok teşekkür ederim. Bakalım sırada hangi etkinlikler var :)

10 Aralık 2011 Cumartesi

Kestane Kebap (Airfyer ile Hem de :)


"Kestane kepap, yemesi sevap" ise gerçekten, bizler kış geldi mi bayağı bir sevaba giriyoruz demektir :) Özellikle eşimin kilo kilo alıp getirdiği kestaneler bu seneye kadar fırına atılır, 45 dakikada misss gibi kestane kokuları ile çay deminin kokuları birbirine karışırdı. "- di'li geçmiş zaman"ı bilerek kullandım, çünkü artık kestaneler Philips Airfryer'de 20 dakikada pişiyor.
 
Tek yapılması gereken; 600 gr. kestanelerin bıçakla enlemesine çizilmesi, yıkanması, airfryere konulması, airfryerın 180 dereceye ve 20 dakikaya ayarlanması, haa bir de güzel bir film seçip televizyonun karşısında yer tutulması :) Güzel bir kış akşamı için başka ne istenir ki zaten...

9 Aralık 2011 Cuma

Kuru Meyvalı Pirinç Pilavı

Yine Siemens ile Lezzet Akademisi'nden bir lezzeti beğenilerinize sunuyorum, eğer tatlımsı tatları seviyorsanız bu tarif tam size göre :) Ama benim için çok fazla tatlı olduğundan , kuru meyva oranını bizlere dağıtılan tariflerde yazan miktarın yarısını yazdım bilginize..

Malzemeler:

- 250 gr. pirinç
- 4 yemek kaşığı sıvı yağ
- 2 su bardağı et veya tavuk suyu
- 100 gr. badem
- 2 adet kayısı
- 2 adet kuru incir
- 4-5 adet kuru erik
- bir avuç kuş üzümü
- bir çimdik muskat
- bir çimdik kakule
- bir çimdik toz zencefil
- bir çimdik tarçın
- tuz

Yapılışı: 3 kaşık sıvıyağ pilav tenceresine alınarak kızdırılır. İyice yıkanarak nişastasından arındırılmış ve süzülmüş pirinç eklenerek, pirinçler tel tel dökülüp şeffaflaşmaya başlayana dek kavurmaya devam edilir. Pirinçler kavrulduktan sonra tavuk suyu da ilave edilerek tuzu da ayarlanarak bir taşım kaynatılır. Pirinçler suyunu çekmeye başlayıp göz göz olunca ateşin altı kısılarak, tencerenin kapağı sıkıca kapatılır. Pilav kısık ateşte istenilen diriliğe göre yaklaşık 10 dakika pişirilir. Pilav pişerken genişçe bir tavaya 1 yemek kaşığı sıvı yağ alınarak kızdırılır. Bademler, küp küp doğranmış kuru incir ve kayısılar, kuru erikler ve kuş üzümleri eklenerek yaklaşık 5 dakika kavrulur. Daha sonra kavrulan bu malzemeler, fazla yağından süzdürülerek bir kenara ayrılır. Pişen pilavın üzerine baharatları da eklenerek nazikçe karıştırılır ve ocağın altı kapatılarak 20 dakika demlenmeye bırakılır. Pilav dinlendikten sonra tüm kuru meyvalar ilave edilerek, pirinçler zedelenmeden karıştırılarak servis edilir.

8 Aralık 2011 Perşembe

Nar Ekşili ve Limonlu Piliç But

Siemens Fırın ile pişirdiğimiz ve kısa zamanda hazırlayarak , ardından hemen masalara oturup afiyetle yediğimiz bir lezzet oldu bu tarif. Bize verilen tariflere göre yapılan karamelize soğan, benim damak zevkime göre epey bir tatlı geldi, o yüzden şeker miktarını azalttım. Eğer siz daha tatlımsı tatlardan hoşlanıyorsanız, şeker miktarını 2 katı alabilirsiniz.

Malzemeler:
- 4 adet kemiksiz piliç but
- 1 adet limon
- 2 yemek kaşığı nar ekşisi
- 5 dal taze fesleğen (veya nane)
- 4 diş sarımsak
- 100 gr. arpacık soğanı
- 100 ml. zeytinyağı
- tuz, karabiber

Karamelize Soğan Garnitürü İçin:
- 2 adet kuru soğan
- 2 yemek kaşığı zeytinyağı
- 1 tatlı kaşığı şeker
- tuz, karabiber

Yapılışı: Fesleğen yaprakları, ince ince kıyılmış sarımsaklar, temizlenip ortadan ikiye bölünmüş arpacık soğanları, limonun suyu, nar ekşisi, zeytinyağı ve baharatlar aynı kabın içerisine alınarak iyice karıştırılır. Tavuk butları, hazırlana bu karışıma yatırılarak yaklaşık 20 dakika marine edilir. 20 dakikanın sonunda tavuklar fırın tepsisine alınarak, önceden ısıtılmış, 180 dereceye ayarlı fırında 20 dakika pişirilir. Garnitür için; soğanlar piyazlık olarak (ay şeklinde) ince ince doğranır. Bir tava içerisine şeker konularak orta ateşte renk değiştirene kadar çevrilir. Ardından soğanlar ve zeytinyağı ilave edilerek, altın rengini alana dek kavrulur. Piliç butları, hazırlanan karamelize soğanların üzerine konularak servis edilir.

5 Aralık 2011 Pazartesi

Buğdaylı ve Mısırlı Kaygana

Gelelim Siemens Ev Aletleri ile Lezzet Akademisi'nde yaptığımız lezzetlere :) Daha önceki postumda bizim evde kaygananın (krep) ne kadar sevildiğini yazmıştım. Eğer birkaç ek malzeme ile lezzeti daha da derinleşmiş, görselliği de artmış bir kaygana istiyorsanız, o zaman bu tarif tam size göre :)

Malzemeler:

- ½ su bardağı haşlanmış buğday
- ½ su bardağı haşlanmış mısır
- 1 çay bardağı süt
- 4 adet yumurta
- 2 yemek kaşığı un
- 3 yemek kaşığı sıvıyağ
- tuz, karabiber

Yoğurt Sosu İçin:

- 1 su bardağı yoğurt
- 1 tatlı kaşığı kuru nane
- 2 yemek kaşığı zeytinyağı
- 1 diş sarımsak - tuz

Yapılışı: İlk olarak yoğurt sosunu yapmak üzere, sos için gereken tüm malzemeler uygun büyüklükte bir kaba alınarak iyice karıştırılır. Servis ederken kullanılmak üzere hazırlanan sos buzdolabında bekletilir. Kaygana için; yumurta, süt ve tuz birlikte iyice çırpılarak içerisine haşlanmış buğday, mısır ve karabiber ilave edilir. Tavanın zemini yağlanarak (bizler Siemens teppanyaki ocağın üzerini bir fırça yardımı ile yağladık) çırpılan yumurta karışımından küçük bir kepçe ile alınarak dökülür. Bir yüzü piştikten sonra diğer yüz çevrilerek pişirilir. Pişen krepler servis tabağına alınarak yoğurt sos eşliğinde servis edilir.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...