Anneyseniz, çalışıyorsanız, pratik tarifler arıyorsanız, doğru adrestesiniz.
16 Haziran 2009 Salı
Safranbolu Gezisi...
Yok yok, gerçekten bu sene hiç havada leylek görmedim, ancak zaman zaman havadaki uçaklara bakarak "Ah! Şu uçakta ben de olsaydım..." diye iç geçirmişliğim var. Hangi bakışımda Allah dualarımı kabul etti bilemiyorum, ama son iki haftadır sürekli geziyorum, bir onu biliyorum :) Önce iş için Safranbolu'ya gittim, döndüğümün haftasına Sema'ya kahvaltıya davetliydim, sonra yeni haftaya başlar başlamaz yine iş için Rize'ye gitmem icabetti. Bu haftalık buradayım, cumartesiye Gönen yolları bana görünüyor, artık oradan nereye giderim Allah bilir :) Bu arada, yıkanacak-ütülenecek dağ gibi birikti, çok yorgunum ve blogumla hiç ilgilenemedim. Çektiğim fotoğraflar da birbirine girdi, seçmem ve yüklemem gerek ama, hepsini yavaş yavaş yükleyeceğim. İlk sırada 2 hafta önce gittiğim Safranbolu gezisi var, gerisi Allah Kerim...
Berceste, aslında Safranbolu'ya giderken Adapazarı yakınlarında yol üstünde bir konaklama mekanı. Ancak öylesine güzel açıkbüfe kahvaltısı vardı ki yazmadan duramadım.
Beni kalbimden vuran peynir çeşitliliği oldu, özellikle isli peynire vuruldum. Aynı zamanda peynirden-zeytine, baharattan-köy ekmeğine kadar tüm çeşitlerin satıldığı doğal ürün reyonları da var ve gerçekten harika...
Bunlar da zeytin, kuruyemiş ve lokumun onlarca çeşidi. Berceste, hem geliş, hemde gidiş olarak yolun heriki tarafında da mevcut ve çok tutulan bir yer, sabah aç yola çıkın ve kahvaltınızı burada yapın diye şiddetle öneriyorum.
Safranbolu'ya gittiğimiz gün öyle bir yağmur yağdı ki, sokaklardan neredeyse sel aktı, uzun zamandır böyle yağmur yağmadığı söylendi bizlere...
Safranbolu her köşesinden buram buram tarih kokan turistik bir merkez, klasik Osmanlı kent mimarisini yansıtan tarihi evleri ile 1994 yılında UNESCO tarafından "Dünya Kültür Miras Listesi"ne alınmayı başarmış bir kent. Ancak bu bağlamda, tarihi dokuyu bu kadar güzel koruyup, aynı zamanda tarihle içiçe yaşayan Safranbolu halkına da bir teşekkür etmek gerekiyor bence.
Safranbolu adını, safran bitkisinden (Crocus sativus) alıyor. Adını aldığı bu bitki, Safranbolu için önemli bir geçim kaynağı. Safran bitkisinin çiçeğinin kurutulması ile ince iplikçikler halinde elde edilen safran, oldukça pahalı, gramla satılıyor. Bu kadar pahalı olmasının nedeni, yarım kilo safran için 70.000 safran çiçeğinin kurutulması imiş. Çayından, sabununa, lokumundan, kolonyasına kadar herşeyin safranlısını bulmak mümkün Safranbolu'da.
Çok pahalı olmasına karşın, gerek çayını yaparken, gerekse baharat olarak kullanırken bir tutamdan bile daha az kullanmak gerekiyor, hemen rengini veriyor. Örneğin çayı için; 20 lt. suya 1 gr. safran atılması yeterli oluyor. Safran, koyu turuncu rengine rağmen, içine girdiği herşeyi altın rengi sarıya boyuyor, bilmeceye bile girmiş ya hani; "Sarıdır safran gibi, okunur Kuran gibi. Ya bunu bileceksin, ya bu gece öleceksin? - Cevap: Altın" :)
Dar, kıvrımlı sokaklardaki ahşap çatkılı, taş ve kerpiç örgülü, beyaz badana duvarlı evler, çoğunlukla yüksek duvarlar üzerine kurulmuş, dışa çıkma yapmış üst katlar evlere estetik bir görünüm de kazandıran eli böğründelere oturtulmuş. Evlerin dışı kadar içleri de oldukça dikkat çekici, özellikle cumbalarda ve çoğunlukla evlerin tavanlarında yapılan ahşap oymalar "bu ne sabır!" dedirtecek cinsten. Kullanılan örtüler ve perdeler de hanımların tamamen göz nuruyla yapılmış. Çarşıda dokuma örtüler satan bayan satıcıların ellerinde aynı zamanda perdelerin ucuna dikilen dantellerden görmek olası.
Safranbolu'ya yolunuz düşerse eğer safran, onlarca çeşit lokum ve şeker, meşhur Bağlar gazozu, el dokuması örtü ve peynir almaktan kendinizi alamayacaksınız, hepsi öyle güzeller ki. Bir de Hıdırlık Tepesi'nden günbatımını seyredin benim için :)
Oraya kadar gidip de kuyu kebabı yemeden gelmeyin, özellikle de Çevrikköprü'de ...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
13 yorum:
Canım benim ne iyi yapmışsın iş gereğide olsa değişik yerler görmek
harika.Ahhhhh ben hep aynı yerdeyim
ne zaman gezicem inşallah.Rabbim ba
nada nasip eder inşallah AMİNNNNNNN
Kocaman öpüyorum...
Keşke bende gezebilsem oraları.Bir gün yolum düşerse alırım.
safranboluya gittğimde bende bayılmıştım tekrar gitmek isterim çok güzeldi
iyi yapmışsın gitmekle cnm
MERHABA NEVAL
SAFRANBOLU GEZİSİ BAŞLIĞINI GÖRÜNCE SONUNA KADAR OKUDUM BİRDEN GÖZÜMÜN ÖNÜNE SAFRANBOLU VE BAĞLAR GAZOZUNU İÇTİĞİMZ AĞACIN ALTI.SAFRANBOLU GERÇEKTEN ÇOK GÜZEL BİR YER . ÇEVRİK KÖPRÜDEKİ KUYU KEBABI VE MEKAN ÇOK GÜZEL.
ECE GİDİNCE SAFRANBOLUDAN GELEN MİSAFİRLERİMİN GETİRDİĞİ LOKUMU YİYEYİMDE BARİ ÖZLEMİM AZALSIN BİRAZ.
SELAMLAR
MAKBULE(ESKİ İSTON AŞ STAJERİ.
TÜLAY TEKBIYIK ÖZCANIN YAKIN ARKADAŞI
Allah içine sindirsin. Ben de diyorum nerde bu kız sesi soluğu çıkmıyor.
Öptüm canım seni.
İnşlh birgün bende giderim...
Fotolar çok güzel
Ahh Nevalcim benim yerime de gezseydin. Yokluğun gerçekten belliydi canım. Havalar iyiyken ne mutlu sana. Oraları hiç görmedim, merak ettiğim yerlerin başında yer alıyor. Fotoğraflarda çok güzel anlatmışsın oraları.
Sağlıcakla kal canım.
Limonlu Kekim ne güzel gezmişsin, çok sevindim senin adına.. Safranbolu'ya ben de gitmiştim geçen mayıs ve yağmura yakalanmıştım senin gibi :) Bağlar gazozu nefisti, lokumlar da öyle tabii. Biz yemeği Kazanocağı'nda yemiştik, bir daha gidersen aklında olsun, tavsiye ederim..
çok güzel resimlemişsin.
keyifle tek tek inceledim..
sevgiler cnm.
Hello,
I muiito your blog, which has very good food there Poe.
This table queijo.Eu had to live there, because I love all that cheese is cheese:)
I found your blog by chance, but I liked both, the photos are beautiful, the delciosa eat a country that I love TunisaVu be parish and follow you:)
Kiss
Oh, I also have a corner invite you to visit.!
kiss good Sunday.
Safranboluyu bende çok beğenmiştim,tatil için de muhteşem bir yer.Tarihi dokusu gerçekten harika..Ne iyi yapmışsın,vallahi lokumlar ve bağlar gazozu hala aklımda :))
Öpüyorum..
Çok güzel, ben gitmeyi çok isterim. Bir de bir tavsiyem olacak: Safranbolu'da Zaman adlı bir belgesel var, yanlış hatırlamıyorsam idefixe'den almıştık, piyasada pek bulunmaz. İzmir'de yok en azından. Tarihe, kültüre, mimariye ilgisi olan herkes seyretmeli muhakkak. Sonunda 1-2 damla gözyaşıyla ayrılırsınız ekranın başından.
ben de safranbolu^ya gitmis ve bu guzellikleri paylasmam gerektigini dusunerek yazmistim : http://selince.selinozgur.com/?p=273
gercekten buyulu bir atmosfer.. siz de cok guzel seyler
icin tesekkurler...
Yorum Gönder