6 Mayıs 2010 Perşembe

Eceabat ve Çanakkale Şehitlik Gezisi

Daha önce bahsettiğim Çanakkale Eceabat seyahatine ait fotoğrafları bloga yükler yüklemez işte buradayım. Bana biri şu çektiğim fotoğrafları ayırsa ve sırası ile yüklese, ben de güzel güzel altına yazsam ne güzel olurdu. İşin bu kısmı ne zor geliyor Allahım, nedense? Aslında daha önce Çanakkale'den karşıya geçerken feribotla defalarca geçtiğim Eceabat'a bu kez iş için gidince, daha önce farkedemediğim pekçok ayrıntıyı da yakalayabilme fırsatım oldu. Hergün karşı yakadan pekçok aracın transit geçtiği Eceabat, bu kadar yoğun trafiğe rağmen çok da fazla gelişememiş küçük bir sahil kasabası. Üstelik Anzak'ların her sene 18 Mart ve 25 Nisan'da buraya gelip atalarının mezarlarını ziyaret etmek amaçlı konaklamalarına rağmen, turistik bir otel ve restorant neredeyse yok sayılır. Tarihimizde büyük önem taşıyan, en büyük milli mücadelelerinden biri olan, 1.Dünya Savaşı'nın kaderinin değiştirildiği 1915 Çanakkale Kara Savaşları Eceabat ve çevresinde olduğundan tüm yarımada sit alanı olarak korunmakta, bu yüzden de çevrede çok fazla yapılaşma ve düzenlemeye izin verilmiyor. Bölgede "Tarihe Saygı" adı ile yeni bir proje başlatılmış. Kısaca daha fazla tanıtım, daha fazla bakım olarak özetleyebilirim sanırım. O kapsamda sahilde yapılan Tarihe Saygı Parkı'nda, savaştan kalma eşyaları, savaşı anime eden heykelleri görebilirsiniz. Geldiğimiz gün, 8.40 metrelik boyu iledünyanın en büyük toplarından biri olan ve daha önce İzmir'de bulunan Mecidiye Topu da ilk yerine yerleştirilmek üzere Eceabat'a törenlerle getirildi, hem de 3 ayrı tır üzerinde. İtilaf devletlerinin zayıf bir nokta olarak gördüğü ve hiç önemsemediği Çanakkale Boğazı'ndan geçiş, aslında göründüğünün tam tersi savaşın en zor ve kilit noktası olunca her iki tarafın da çok büyük kayıplar verdiği bir cehenneme dönüşmüş. İnanılmaz zorlukların ardından kazanılan Çanakkale Zaferi'nde 253.000 askerimiz burada şehit düşerek Türk Ordusunun cesaret ve kahramanlığını tarih sayfalarına bir kez daha altın harflerle yazdırmıştır. Tüm tarihi yarımada, savaşın zorluğunu ve acizliğini anlatmak istercesine belli bir seyir güzergahında gezilebiliyor. Başlangıcı Şehitlik Abidesi... Bu büyük zaferin ve şehitlerimizin anısına dikilen anıt, denizin ötesinden, diğer yakadan da görülebilen azameti ile yükseliyor. Denizden çıkartma yapıp, yamaçlardan içeriye ilerlemek isteyen düşmanlara karşı yapılmış siperler. Ve Şehitlikler... İster düşman askeri, ister bu vatanın evlatları olsun, 17-25 yaş arası gencecik insanlar bu topraklarda yatıyor. Bu vatanın nasıl kazanıldığını tekrar hatırlamak için bu yerleri mutlaka görmek gerek diye düşünüyorum. Hazır oralara kadar gitmişken, Çanakkale'ye has "fırınlanmış peynir tatlısından" yememek olmaz tabii. Tadı biraz Şam tatlısına benzer, içerisinde hafif peynir tadı aldığınız hoş bir tatlı. Deniz kenarına kadar gidince yapılacaklardan birisi de balık yemek. Gerçi şu an balık yasağı başladı ama balığın en güzeli de denizden çıkıp taze taze tabağınıza uzandığında oluyor :)

4 yorum:

Gulos dedi ki...

Çanakkale zaferini geçen hafta iki ayrı tarihçiden dinledim.Çok hüzünlü ama bir okadarda gurur verici.Bir daha bu kadar ara verme nevcim.Yazılarını özlüyoruz.

Seda'nın Günlüğü dedi ki...

Nevalim şehitlikleri gezmek daha bana kısmet olmadı. Fotoğrafların bile tarihi yaşamaya yeterken, kimbilir orada ne duygular besliyor insan. Diyorum sana bir çanta ayarla bana, cebinde gezdir, bir oraya bir buraya :))

Betül KAVAL dedi ki...

ÇOK GÜZEL BİR GEZİ OLMUŞ . bende çok gittim çanakkaleye ama bir türlü şehitliğe gidemedik kısmet belki bu sene gideriz.

Anneler günün kutlu olsun canım öpüyorum sevgiler..

Adsız dedi ki...

Sitenizdeki paylaşımlar çok etkileyici,bizde sitemiz Burun ameliyat olarak blogunuzu her zaman takip ediyoruz.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...