Krem Peynirli Krep

Uzun zamandır kahvaltılık tarifleri atladığımı fark ettim, bu hiç kahvaltıya yapılır mı? Ne demişler "Kahvaltıyı kendine ayır, öğle yemeğini dostunla paylaş, akşam yemeğini düşmanına ver." Bazen azıcık akşam yemeğini de kendime ayırsam da kahvaltı her zaman benim baştacım. Ama krem peynirli krep sadece kahvaltı için değil, 5 çayı masalarına, hafif atıştırmalık sofralara da çok yakışıyor hemen söyleyeyim..

Malzemeler:

- 2 adet yumurta
- 2 kahve fincanı un
- 1 su bardağı süt
- 1/2 çay kaşığı tuz
- 1/2 kahve fincanı sıvı yağ

- sürülebilir beyaz peynir

- arzuya göre dereotu

Yapılışı: Öncelikle krep hazırlamak için; yumurtalar kırılarak güzelce çırpılır. Önce süt, daha sonra tuz ve un da katılarak hiç topak kalmayacak şekilde karıştırılır. Küçük boy bir tavaya çok az sıvı yağ dökerek orta hararetli ateş üzerine konulur. (Hatta yağı yumurta sürme fırçasıyla da sürebilirsiniz, ne kadar az yağ olursa o kadar hafif oluyor.) Tavanın dip kısmı tamamen örtülerek yuvarlak bir şekil alacak şekilde sıvı karışımdan dökülür. Tavayı salladığınızda krep hareket ediyorsa, yani artık tavaya yapışmıyorsa diğer tarafı çevrilir. Üzeri hafifçe kahverengi olana kadar aynı işlem tekrarlanır. Bu ölçülerdençıkan 7-8 adet krebin her birinin üzeri sürülebilir beyaz peynir ile sıvanarak rulo yapılır. Hazırlanan krep ruloları ikişer parma eninde kesilerek kürdan ile sabitlenir. Minik lokmalık atıştırmalık olarak servis edilir.

Armutlu Ispanak Salatası

Ispanağın tam mevsimi, armudun tam mevsimi, benim için tatlı ve ekşinin karışımı da her zaman mevsimi, o zaman geriye bir tek bu salatayı yapmak ve afiyetle yemek kalıyor :) Dilerim gününüz aydın, ağzınızın tadı yerinde olur...

Malzemeler: (4 kişilik)

- 1 bağ bebek ıspanak
- 2 adet sert sarı armut
- 1 adet domates
- 20 ml. zeytinyağı
- 40 ml balsamik sirke
- 3 yemek kaşığı bal
- 1 çay bardağı ceviz içi
- 1 çay bardağı rendelenmiş parmesan peyniri
- yarım limon suyu
- tuz, taze çekilmiş karabiber

Yapılışı: Bebek ıspanaklar iyice yıkanarak bir kenara alınır. Armutların kabukları soyularak, çekirdekleri çıkarılır ve minik küpler halinde doğranır. Zeytinyağı ve balsamik sirke bir tavaya alınarak fazla suyunu kaybedene kadar bir süre kaynatılır. Küpler halindeki armut parçaları ve bal da ilave edilerek yaklaşık 1 dakika tavada çevrilir ve ateşten alınır. Cevizler iri parçalar halinde ufalanarak tavada kokusu çıkana dek kavurulur. Bir kasede zeytinyağı, limon suyu, tuz ve taze çekilmiş karabiber karıştırılır. Ispanaklar bütün halde salata kaselerine paylaştırılarak üzerlerine zeytinyağlı sos gezdirilir. Domateslerin çekirdek yatakları temizlenerek minik küpler halinde doğranıp salataya ilave edilir.  Rendelenmiş parmesan peyniri, kavrulmuş cevizler, son olarak da tavada kalan sos üzerinde gezdirilerek servis edilir.

Riso Nero Risotto (Siyah Pirinçli Risotto)

Biraz sis var ama olsun, güneş açmaya başladı ya, havalar da ısınmaya başladı, herşey daha iyi olcak mı ne :) Her şey güzel derken sizlere siyah pirinçten yapılan risotto tarifi vermek istiyorum bugün. Görüntüsü ilk etapta size tuhaf, hatta biraz itici gelebilir. Ne yalan söyleyeyim; ben de bu risottoyu yapmaya çok istekli başlamadım. Hem biraz geç pişen, hem de daha fazla su isteyen bir pirinç çeşidi olması da, başarısız olur muyum acaba diye kafamı kurcaladı. Ama ortaya çıkan sonuç beni utandırdı ve kendi kendime ön yargıları kapının dışında bırak sözünü bir kez daha kanıtladı. Gerçekten misafirlerinizi şaşırtmak ve çok lezzetli bir ikramda bulunmak istiyorsanız bu tarifi bir deneyin der Limonlu Kek :)

Malzemeler:

- 500 gr. siyah pirinç
- 4-5 yemek kaşığı zeytinyağı
- 150 gr tereyağı
- 4-5 su bardağı sebze veya tavuk suyu
- 1 adet küçük boy soğan
- 150 gr. toz parmesan peyniri
- 1 yemek kaşığı krema
- tuz, karabiber

Fırınlanmış Çeri Domatesler İçin:

- 100 gr. çeri domates
- 3 dal taze kekik
- 3 yemek kaşığı zeytinyağı
- 1 tatlı kaşığı deniz tuzu

Yapılışı: Çok minik (sıçan dişi) doğranan soğanlar orta ateşte zeytinyağda  kavrulur. Soğanlar altın sarısı renk aldığında siyah pirinç (kesinlikle pirinç yıkanmayacak) de ilave edilerek 3-4 dakika daha kavrulur. Sıcak sebze veya tavuk suyundan birer kepçe ekleyerek pirincin suyu çekmesi beklenir. Pirinç suyunu çektikçe üzerine su eklemeye ve karıştırmaya devam edilir. Yaklaşık 1 saat sonrasında  pirinçler pişmiş kıvama gelince, hafif sulu olan risottoya tereyağı ve parmesan peyniri ilave edilerek servis tabağına alınır. Üzerine krema ve fırınlanmış çeri domatesler konularak servis edilir.

 

Fırınlanmış çeri domatesleri yapmak için; gerekli tüm malzemeler bir fırın kabına konularak 180 dereceye ayarlı fırında 8-9 dakika, domateslerin kabukları hafif çatlayana ve yumuşayana dek fırınlanır.

Kayısılı&Tarçınlı Kuzu Yahni

Günaydııınnn, kapalı ama bence güzel olacak bir Cumartesi gününden herkese merhaba :) Bazı yemekler vardır hani, adından tutun da, yaparken kullandığımız malzemeden, tadına, görüntüsüne kadar bir asalet, bir ağırlık vardır. Misafirlerimize yaparak onlara verdiğimiz önemi, gösterdiğimiz hürmeti kanıtlarız, işte kayısılı&tarçınlı kuzu yahni de böyle yemeklerden.

 

Malzemeler: (2 kişilik)

 

- 1 yemek kaşığı sıvıyağ

- 200 gr kuşbaşı kuzu eti

- 1 ufak çubuk tarçın

- ¼ çay kaşığı toz kişniş

- ¼ çay kaşığı toz kimyon

- ¼ çay kaşığı toz kırmızı biber

- 1 su bardağı su

- 1 adet küçük boy kuru soğan

- 5 adet kuru kayısı (küp küp  doğranmış)

- 5 adet kuru erik (küp küp doğranmış)

- 1 çay kaşığı taze zencefil (rendelenmiş)

- 1 diş sarımsak (ezilmiş)

- 1 tatlı kaşığı un

- tuz, karabiber

 

Yapılışı: Tüm baharatlar ve kuşbaşı kuzu eti bir kasede karıştırılır, en az 30 dakika oda sıcaklığında bekletilerek marine edilir. Kuru kayısı ve erikler küp küp doğranır. Sıvı yağ ve etler tencereye alınarak, etlerin rengi dönene kadar kavrulur. Sonrasında yemeklik doğranmış kuru soğan eklenerek kavrulmaya devam edilir. Sarımsak, rendelenmiş zencefil, kuru kayısı ve erikler eklenerek sotelemeye devam edilir. Tüm malzeme kaynaştığında un ve tarçın da katılarak karıştırılır. Etlerin üzerini geçecek kadar sıcak su konularak, 1-1,5 saat kadar kısık ateşte, etler yumuşayana kadar pişirilir. Arada kontrol ederek eğer etler suyunu çekmişse sıcak su ilave edilir. Etler iyice yumuşadığında ocağın altı kapatılarak sıcak olarak servis edilir.

 

Muzlu&Cevizli Muska Baklava

Yapımı çoook basit, hafif ve lezzetli bir tatlı yapmak ister misiniz? O zaman vereceğim tarifi hemen not edin derim :) Baklava yufkalarını kesip üzerlerine yağ sürmekten, harcını koyup üçgen sarmaktan ve pişirmekten ibaret olan bu tatlı, akşamları "Ay çayın yanına tatlı bir şeyler olsaydı nasıl iyi giderdi" krizlerinin kesin çözümü :) Kimsenin ağzının tadı bozulmasın, şimdiden herkese afiyetler...

Malzemeler:

- 1 adet muz
- ½ çay bardağı becel veya eritilmiş tereyağı
- 1 tatlı kaşığı esmer şeker
- 1 avuç ceviz içi
- 4 adet baklavalık yufka

Şerbeti İçin:

- 100 gr. toz şeker
- 150 ml. su
- 2-3 damla limon suyu

Yapılışı: Şerbet için bir tencere içerisinde toz şeker ve su birlikte kaynatılır. Şeker tamamen eriyip su kaynamaya başladığında birkaç damla limon suyu ilave edilerek şerbet soğumaya bırakılır. Muz soyularak çatal yardımı ile ezilir, üzerine toz şeker ve dövülmüş ceviz ilave edilerek iyice karıştırılır. Baklavalık yufka hamularının herbiri boyuna 5 eşit parçaya bölünür. Yufka parçasından biri alınarak üzerine yağ sürülür. İkinci yufka parçası üzerine yapıştırılarak onun da üzerine yağ sürülür. Şeridin başına hazırlanan muzlu harçtan 1 tatlı kaşığı konularak muska şeklinde üçgen olarak sarılır. Üzerine tekrar yağ sürülerek yağlanmış fırın tepsisine alınır. Tüm yufka parçalarına aynı işlem yapılarak önceden ısıtılmış 200 dereceye ayarlı fırında 15-20 dakika kadar, altın rengini alıncaya dek pişirilir. Fırından çıkar çıkmaz soğuk şerbetin içine atılarak 3-4 saniye tutularak hemen çıkartılır. Servis tabağına alınarak kaymaklı dondurma ile servis edilir.

Fairy "Lezzeti Bol Zahmeti Az Tarifler" Kitabı Tanıtım Buluşması

Hava biraz sisli-puslu olmasına rağmen umarım çok güzel bir gün geçirirsiniz diyerek en son katıldığım etkinlikten bahsetmek istiyorum. Fairy'nin Türkiye'nin 12 şefinin aileleri için pişirmeyi sevdikleri yemekleri biraraya getirdiği "Lezzeti Bol Zahmeti Az" fırın yemekleri kitabının tanıtımı benim için farklı bir yönü ile öne çıktı. Daha önce ya bir restaurantta, ya da profesyonel bir mutfakta gerçekleşen etkinliklerin aksine, bu etkinlikte Yemek Danışmanı Sedef İybar'ın evinde konuk olduk.

 

 

Sedef İybar, kitaptan bazı tarifleri, kendi elleri ile hazırlayıp bizlere ikram etti, bizler de bir gün havasında hem sohbet edip, hem de bu lezzetlerden tattık. Sedef Hanım, kitapta yer alan hepsi biribirinden güzel lezzetlerden; Berna Laçin'in "Portakal ve Soya Soslu Somon"u, Eyüp Kemal Sevinç'in "Fırında  Hardallı Piliç But"u, Sahrap Soysal'ın "Cevizli Kimyonlu Köfte"si, Oktay Usta'nın "Kabaklı Dereotlu Peynirli Börek"i, Tolga Atalay'ın "Fırında Mantarlı Patates"i, Elif Edes Tapan'ın "Elmalı Tart"ını ve kendisine ait "Ayva Tatlısı"nı pişirmişti.

Sohbet konularımızdan biri de tabii Fairy'nin yeni çıkardığı "suda bekletme etkisi" gösteren Yeni Fairy Platinium Elde Yıkama Bulaşık Deterjanı ve Fairy Bulaşık Makinesi Tabletleri idi. Üstelik bu güzel kitaba siz de sahip olabilirsiniz, www.mutlumutfaklar.com a üye  olan ilk 250 kişi, http://isntagram.com/fairyturkiye sayfasında kendi mutlu sofralarını ya da yemeklerinin fotoğraflarını paylaşan ilk 100 kişi ve https://twitter.com/mutlumutfaklar da kendi mutlu sofra ya da yemek fotoğraflarını tweet atan ilk 250 kişi "Lezzeti Bol Zahmeti Az Tarifler" kitabına sahip olacak.  

Bu güzel gün için Fair'ye, zevkli ve sıcacık evini bizlere açan ve kapıdan ayrılana kadar her birimizler çok yakından ilgilenen Sevgili Sedef İybar'a, içten teşekkürler...

Damla Sakızlı Karnabahar Çorbası

Şimdi karnabaharın tam mevsimi, heryer de bembeyaz kar gibi açılmış çiçekleri ile marketlerde-pazarlarda göz dolduruyor. Ne yalan söyleyeyim; Sıvı Becel Pratik Blogger Buluşması'na gidene kadar sadece yemeğini ve kızartmasını yapmıştım. O gün menüde karnabahar çorbasını görünce azıcık dudak da bükmüştüm, ama sonuçta beni utandıran ve yüzümü güldüren bir lezzet çıktı. Hem lezzetli, hem de ağzına karnabahar sürmeyen çocuklara faydalı kar gibi beyaz bir çorba. Ben şimdiden afiyet olsun diyeyim bari :)

Malzemeler:

- 2 yemek kaşığı becel pratik (35gr)

- 2 yemek kaşığı tepeleme un (30gr)

- 3 su bardağı tavuk suyu (600ml)

- bir orta boy kase karnabahar (215 gr)

- 1-2 adet damla sakızı (1 gr)

-  ½ çay bardağı süt kreması (50 gr)

- 1 yemek kaşığı limon suyu

- 1 adet defte yaprağı

- tuz, beyaz tane karabiber, muskat rendesi

 

Yapılışı: Bir tencere içerisine yağ ve un alınarak kavrulur. Unun kokusu çıkmaya başladığında tavuk suyu eklenerek çırpıcı ile karıştırılır ve kaynamaya bırakılır. Küçük küçük parçalara ayrılan karnabaharlar içerisine ilave edilir. Karnabaharlar diriliğini kaybetmeye başladığında damlasakızı da atılarak blenderdan geçirilir. Pişmeye yakın krema ve baharatları da ilave edilerek ocağın altı kapatılarak servis kaselerine alınır. Üzerine kruton (kızarmış ekmek küpleri) konularak servis edilir.

Beylikdüzü Migros Çocuk Kulübü Pastacılık Okulu Eğitmenliği

Herkese çok güzel geçecek bir Cuma diliyorum öncelikle. Sonra da, hani yarı yıl tatilinde çok gezdim, pek çok etkinliğe gittim demiştim ya diyerek uzunn uzunn anlatmaya başlayayım :) Bu etkinliklerden biri de Gelişim Atölyesi Çocuk'tan Ayşenur Hanım'ın daveti üzerine katıldığım Beylikdüzü Migros Çocuk Kulübü Pastacılık Okulu Projesi idi.

 

 

Şimdiye kadar katıldığım pek çok etkinlikten en büyük farkı bu kez eğitmenin ben olmam ve birlikte kurabiye yaptığımız kişilerin hepsinin çocuk olmasıydı. Çocuklarla nasıl geçer, bağrış-çağrış olur mu, sözümü dinlerler mi derken, kurabiye yaptığımız 1 saat nasıl geçti anlamadım gerçekten. Bir kere evde bu kadar yaramaz çocukla öğretmen nasıl başediyor diye düşündüğüm sorunun cevabını da almış oldum :) Çocuklar öğretmeni tamamen otorite kabul ediyorlar, ne derse sorgusuz-sualsiz yerine getiriyorlar, dolayısı ile hiç ama hiç yorulmadım.

 

"Öğretmenimmm, ben bu kalıpla kesebilir miyim?" "Öğretmenimmm, ben evde hep anneme yardım ediyorum." "Öğretmenimmm kurabiyelerden kardeşime de yapabilir miyim" derken, hepsi çiçek bahçesi çocuklarla çok ama çok eğlendik :)

Sevgili Ayşenur Hanım ve çalışkan ekibi bana bir de süpriz hazırlamışlar. Kursun sonunda hayatımın ilk plaketini de almış oldum, tabii kucak dolusu çiçek de :) Böylesi güzel bir etkinliğe dahil olduğum için Ayşenur Hanım'a ve Gelişim Atölyesi'ne çok teşekkürler...

Kurabiye tarifimi de yapmak isteyenler için hemen ekleyeyim ;

Malzemeler:

- 125 gr. margarin
- 125 gr. tereyağı
- 1 adet yumurta
- 7 yemek kaşığı toz şeker
- 1 adet şekerli vanilin
- 1 yemek kaşığı kakao
- aldığı kadar un (4 su bardağı kadar)

Yapılışı: Oda sıcaklığında, yumuşamış margarin, tereyağı ve diğer tüm malzemeler, yumuşak bir hamur olacak şekilde un katılarak yoğrulur. (Un yavaş yavaş katılır.) Hamur iki eşit parçaya ayrılarak bir tanesine kakao ilave edilir. Nişasta serpilmiş zemin üzerinde 0.5 kalınlığında merdane vaya el ile açılır. İstediğiniz kalıpla şekil verilerek kesilir. Kurabiyeler yağlı kağıt serili tepsi üzerine alınarak, önceden ısıtılmış 175 dereceye ayarlı fırında 15 dakika kadar pişirilir. Afiyet olsun...

 

1 reçeteden, kalıpların büyüklüğüne göre yaklaşık 20 adet civarı kurabiye çıkıyor.

Pril İle Sevgililer Günü Lezzet Atölyesi

 

Sevgililer Günü konseptine uygun workshoplar tam gaz devam ediyor. Biz Sevgililer Günü gelmeden önce kutlamayı yaptık bile :) Bu kez konsepte Pril'in yeni ürünü Pril 3'lü Güç Nar'a atfen narın da dahil olması ile ortam nar, kalp ve kırmızı ile donatılmıştı.

 

 

Henkel'den Pril Marka Müdürü Beçhan Sayıner'in katıldığı workshop, İstanbul'lu bloggerlerin yanısıra İzmir'li bloggerlerin de katıldığı (etkinlik için taaaa İzmirler'den kalkıp gelmişleri, maaşallah demeden geçemeyeceğim :) kalabalık bir grupla gerçekleşti. Workshop sonunda bulaşık yıkamaya fırsatımız olmadı ama, Henkel'in 2 yeni ürünü hakkında bilgi sahibi de olduk.

 

 

Elde yıkamalar için geliştirilmiş olan "Pril 3'lü Güç Nar", güçlü yağ çözücü formülünün  yanısıra nar kokusu ile fark yaratmış. Bulaşık makineleri için olan sıvı Pril Multi-Perfect Jel ise; iki farklı bölmeden oluşan ambalajı ile göze çarpıyor.

 

Yalnız bu kez workshopun yapıldığı mekan bize dar geldi. 1-2 gün öncesinde de aynı mekanda başka bir workshopa katıldığım ve çok eğlendiğim halde bu kez pek rahat edemedim.  Sanırım 24 blogger mekana biraz fazla geldik :) Birbirimizin sırtını sıvazlamadan hareket edemedik. Risottoyu pişireceğimiz sebze sularını, kurabiyenin arasına koyacağımız reçeli bile orada yaptık. Yapmamız bir şey değil, öğrenmek güzel elbette, ancak bu yüzden hem süre çok uzadı, hem de çıkan kirli kaplar hiç alınmadığından hepsi lavabolarda üstüste kaldı. El attığımız malzemelerin çoğu çekmecelerden çıkmadı, bir fırın eldiveninin gelmesini 15 dakika bekledik mesela. Herkes etleri mühürlemek için aynı anda tavaya attığında öyle bir duman altı olduk ki, ben bir ara nefes almak için dışarıya bile kaçtım. Ağzına kadar dolmuş lavabolarda bulaşık yıkamak mümkün olmadığından, yeni nar özlü Pril'i denemek eve kaldı artık :)

 

 

Lezzet Atölyesi'nde başlangıcı Aşk Bahçesi Salatası ile yaptık. Nar ve cevizin uyumu zaten muhteşem, bir de fotoğraflayabilseydim, daha da muhteşem olacaktı :) Ana yemeğimiz ise; İtalyan Öpücüğü oldu, yani fırınlanmış çeri domates ve taze kremalı siyah pirinçli risotto, taze baharatlarla marine edilmiş bonfile eşliğinde, woovvv söylenişi bile afili oldu :)

 

 

Tatlı olarak tabii kalp ve kırmızı olmazsa olmazdı, adı da Kalpten Kalbe :) Böğürtlen reçelli, kurabiyeleri yapana kadar canımız çıktı Sevgili Tümay ile :)

 

Bu günün anlamını ifade eden ayrıntıları, özenli hediyeleri ile ince detaylarda farkını gösteren,  Pril'e ve  Med Partners'e çok teşekkürler...

 

Sevgililer Günü'nü ben şahsen bu güne özel bir plan yaparak kutlamıyorum, ancak her insan sevmek ve sevildiğini bilmek ister. Dilerim tüm sevenler ve sevilenler için çok güzel bir gün olur, sevgi ile kalın :)

Sıvı Becel Pratik Blogger Buluşması

Her yerde Sevgililer Günü konseptine uygun hediyeler, giysiler, yemekler, kırmızılar... Henüz o gün gelmeden, ama her yerin neredeyse kırmızıya boyandığı Sevgililer Günü temalı bir workshopa katılma fırsatım oldu haftasonu. Excel PR'dan Özge Hanım'ın daveti ile Yeni Sıvı Becel Pratik ile yemekler yaptık, sevgili partnerim Güler ile Esas Kızlı- Esas Oğlanlı yemekler pişirdik, kalplerle süsledik, çok güldük ve çok eğlendik :)

 

Daha önce marketlerde görüp alsam mı diye düşündüğüm, ama nedense hep tekrar yerine geri koyduğum sıvı Becel'in bir workshopla karşıma çıkması güzel bir tesadüf oldu. O gün tabii ki tüm yemekleri sıvı Becel Pratik veya Zeytinyağlı ile  yaptık. Workshop sonrasında da, "eee nasıl sahi, memnun kaldın mı?" diyen çok olduğu için kendi fikrimi yazayım istedim.

 

Sıvı Becel Pratik, daha önce bildiğimiz dikdörtgen kaplardaki becel yağın sıvı olanı, içerik aynı. Kullanım olarak, tencere yemekleri, et ve tavuk yemekleri, pilav ve makarnalarda, yani her türlü yemeklerde kullanabiliyorsunuz. Çorba üzerine bir kruton yaptık mesela, çok lezzetli, kıtır kıtır tadı ile ben çok beğendim. Baklava yufkalarının her birini, fırın tepsilerini sıvı Becel ile yağladık. Pratikliği ve lezzetinden memnun kaldığım sıvı Becel'den artık buzdolabımda bir şişe mutlaka bulunacak :)

 

 

Esas kızın çorbası, damla sakızlı karnabahar çorbası imiş. Aaa hemen öyle burun kıvırmayın ama, çok lezzetli, kalbimiz kadar temiz, bembeyaz çorbayı ben çok beğendim :)

 

Esas oğlan ise, bademli pilava eşlik eden,kayısılı, tarçınlı kuzu yahni idi. (Düdüklü tencere olmayınca etler azıcık çiğ kaldı, ama o kadar kusur kadı kızında da olurmuş :)

Tatlı olarak  muzlu-cevizli baklava vardı, yanında da kaymaklı dondurma hem de :) Görüntüye aldanmayın, pek hafif, ama pek de lezzetli, evde kolaylıkla yapılabilecek bir tatlı oldu. 

 

Yemek sonrası güzel bir süprizimiz de vardı, ilişki uzmanı Aşkım Kapışmak bizlerle sohbete katıldı. Kadın ve erkek üzerine 1 saat ne konuşur ki insan demeyin, zamanın nasıl geçtiğini anlamadık. Bu arada ismi gibi nev-i şahsına münhasır olan Aşkım Kapışmak'ın kadın ve erkekler hakkında çok doğru tespitleri vardı, konuştukça bol bol güldük :)

Kısaca çok güzel bir etkinlik oldu bizler için, emeği geçen herkese, özellikle de Becel'e çok teşekkürler...

Hoş Sohbetli Misafir Masası :)

Yarı yıl tatilinde ben de izin aldım, kızlarımla birlikte olayım, gidemediğim her yere gideyim, yapamadığım ne varsa yapayım, biraz da dinleneyim dedim. Çok şükür kızlarla gezdik, isteyip de iş dolayısı ile gidemediğim her yere gittim, şansıma çok güzel etkinliklere katıldım, evde misafirlerimi ağırladım, kısaca dinlenmek haricinde herşeyi yaptım :)

 

Tatil bana çok iyi geldi, zaten kime iyi gelmez ki? Fotoğraf, akrabalarımı ağırladığım güzel bir günden hatıra. Uzun zamandır bir araya gelmediğimiz için sohbet bir o kadar tatlı, yemekler de pek bir lezzetli geldi bana. Kendi yaptıklarımın yanı sıra her gelen de eli kolu dolu geldiği için sofra pek bir bereketliydi, herkesin ellerine sağlık :)

- Gelen herkes Arnavut olunca, kıyır kıyır bohça böreği olmadan olmazdı tabii :)

- Mis gibi mahlep kokulu çatala bizim kızlar bayıldı

- Şalgam sulu bulgur salatası günün en çok tarifi alınanı oldu.

- Sarımsaklı yoğurtlu patates salatası

- Cevizli tahinli kurabiye

- Tereyağlı bisküvi öylesine çıtır olmuştu ki herkes hindistan cevizli kokos kurabiye zannetti :)

 

- Karamel soslu elma parçalı kek sofranın ilk kez denediğim tariflerinden biriydi.

Tüm tatlıların ardından tiramisunun yüzüne pek bakan olmadı, ama sonrasında kızlar gide gele birer parça götürdüler, en çok onlara yaradı yani :)

Ümit Ünal Tasarımlı Yudum Özel Üretim Zeytinyağı

Geçen hafta yağmurlu, ama huzurlu bir günde, hayret çok sakin bir trafikte, üstelik nostaljik bir tünel gezisi yaparak çok hoş bir etkinliğe katıldım :) 27 yıldır ayçiçek yağı ile mutfaklarımızda ağırladığımız Yudum, bu kez tecrübesini sızma zeytinyağı üretiminde kullanmış. Ayvalık zeytinlerinin, hiçbir işlemden geçirilmeden  soğuk su ile pres edilmesi ile elde edilen Yudum Özel Üretim Zeytinyağı, hafif ve yumuşak lezzeti ile ağzımızın pasını sildi :)

"Yemeğine gençlik kat" sloganı ile yola çıkan Yudum Zeytinyağı, ünlü moda tasarımcısı Ümit Ünal’ın tasarladığı özel şişesinde tüketici ile buluşmuş. Keramik ve camın mükemmel uyumunu, olası en ince ağızlık formu ile birleştiren Ünal, zeytinyağına farklı bir estetik kazandırmış bence. Bazı şişeler vardır, içindeki bitse bile, kesinlikle atmaya kıyılmaz, doldurulup tekrar ve tekrar kullanılır, işte yeni Yudum Zeytinyağı'nın şişesi böyle şişelerden :)

11 Leblon'da gerçekleştirilen tanıtımda tüm açık büfe tabii ki Yudum Zeytinyağı ile yapılmış zeytinyağlı çeşitleri ile donatılmıştı. Hepsi birbirinden mükemmel lezzetlerin arasında; uzun zamandır tadını merak ettiğim vişneli yaprak sarması, portakallı yer elması ve kuru domates salatası gönlümü fethetti :)

Zeytinyağı özel üretim dedim ya, şimdilik sadece 1000 adet üretilmiş.  Her bir şişenin üzerindeki numaralar da bu sırayı ifade ediyor. Yani 1000 adet şişenin 287'ncisi bende mevcut :) Nereden alabilirim diye merak edenlere; yakın zamanda seçkin marketlerde  de yerini alacakmış.

Böylesi güzel bir gün ve lezzet için Yudum'a teşekkürler...